21 Nisan 2010 Çarşamba

Masumiyet



Biliyorum bu yazıdan alınan birileri olabilir ama kimse alınmasın lütfen. Yazının ne amacısınız, ne de hedefi. Üstüne alınıp, durumdan vazife çıkaran olmasın diyerek gireyim söze...

Soru şu?
Kim bir yılana sarılıp, uyumak isteyebilir?

Her canlı doğuştan masum, her canlı iyilikten başka bir şey bilmiyor dünyada. Kötüyü de, korkuyu da, acıyı da sonradan öğreniyoruz. Hele insan yavrusu; her şeyi saf, masum bir güzellikle algılıyor. Ateşe elini korkmadan uzatabiliyor ve bir yılana sarılıp, uyuyabiliyor.

Geçen hafta bir arkadaşımla buluşup, yemek yedik. Arkadaşım ve sevgili yeğenini uğurladıktan sonra takıldığım Profilo Alışveriş Merkezinde oyuncak dükkânlarının birinde, oyuncak yılanlarda indirim vardı. Sanırım Erdil Yaşaroğlu’nun çizgileriyle meşhur ettiği engerekleri bir firma oyuncak haline getirmiş. Yumuşacık bezden rengarenk, çılgın yılanlar.

Birkaç Candy saç tokası ile oyuncak bir yılan aldım 3 yaşındaki kızıma.
Sağ olsun kızım, bana çok teşekkür ederim diyerek sarılabilmek için, her yolculuk dönüşünde mutlaka bir şeyler getirmemi bekler.

Aslında kızına yılan hediye eden bir baba olmak istemezdim. Çünkü takıntı hastalığım var. Buna psikolojide sanırım Obsesif Konpulsif diyorlar. Her an kötü bir şey olacak korkusu, kapıyı, pencereyi defalarca kontrol etmek, simetri saplantısı vs. Meraklısı Google’a girip öğrenebilir.

Bu konularda en ufak bir şeyde herkese kızıp, fırça atarken tuttum kızıma oyuncak bir yılan aldım. Eve getirdiğimde eşim ve büyük kızım korkmasına rağmen küçük kızım yılanını çok sevdi.
Beline boynuna doladı, kuyruğundan tutup sürükledi. Sofrada yanına kıvrılıp, oturttu ve bana bol bol çok teşekkür etti.

Dün gece hava çok sıcaktı. Uyku tutmamış. Ben TV izlerken yanıma geldi.
“Baba yılanımı bulamıyorum. Sarılıp yatmazsam uyuyamam ki”
dedi.
Gece yarısı evin içerisinde oyuncak yılan aradık. Bulduğumuzda onu sevip, aldı yanına. Sonra mışıl mışıl uyudu.

İyi ve kötü öyle iç içe ve karmaşık ki insan hayatında.
Yetişkin insan davranışları melekle şeytan arasında gidip geliyor. Oysa çocuklar çok saf ve masum.

Önyargısızlar. Bir yılana sarılıp uyuyacak kadar…

Erkan BAL
*melike serisinde geçmiş yıllarda yayınlanmış bir yazıdır.

Hiç yorum yok: